Ekran görüntüleri:
Oyun bilgileri; Ubisoft, bir zamanlar deli gibi oynadığımız, arkadaşlarımıza anlata anlata bitiremediğimiz “Prince of Persia”nın yayın haklarını satın alarak, hayranlarına en büyük iyiliği yapmıştı. Zira, “Sand of Times”da yakaladığı başarıyı sürdürmek ve prens hayranlarının coşkusunu körüklemek en doğal hakkıydı. Efsane ölmedi, şekil değiştirdi dercesine, prens yeniden karşımıza çıkıyor. Bu defa genç karakterinden sıyrılmış; artık daha olgun, daha güçlü ve daha acımasız.
Yeni oyunumuz “Prince of Persia - Warrior Within” (PoP-WW), “Prince of Persia - Sand of Times”da anlatılan hikayenin bittiği yerden başlıyor. Eğer ilk oyunu oynamamış olsanız bile kaybınız pek de büyük değil. Sand of Times‘da prens, kötü bir büyücünün oyununa alet olup, Hint prensinin bulduğu dev bir kum saatini açarak etrafa kötü ruhların yayılmasına sebep olmuştu. Uzun uğraşlardan sonra tekrar kum saatini kullanarak zamanı olayların en başına geri almış ve büyücüyü öldürerek işleri yoluna koymuştu. Ancak, hiç de öyle olmamıştır. Çünkü kum saati bir kez açılmıştır; durdurulması mümkün değildir. Ve onu açan ölecektir. Aradan yıllar geçer ve prens savaş konusunda oldukça tecrübe kazanır; ancak kabuslarında sürekli bir şeyden kaçmakta ve korkuyu içinde hissetmektedir. Prens olanları öğrenmek için yaşlı bir büyücüye danışır. Büyücü, Hint Prensinin yaptırdığı ve kum saatinin saklandığı dev sarayı, zamanda geriye gitmeyi sağlayan zaman tünellerini, kabuslarında kaçtığı şeyin Dahaka adında durdurulamaz bir zaman bekçisi olduğunu anlatır. Oraya giden orduların geri dönmediğini ve prensin de öleceğini söyler. Büyücü gelecekle ilgili birkaç ipucu daha verdikten sonra, bu yolculuğun sonunun asla iyi bitmeyeceğini ve hiç kimsenin kendi kaderini değiştiremeyeceğini anlatır. Prens ise burada ölümü beklemektense gemiye atlayıp, kumun ve kötülüğün doğduğu yere doğru yolculuğa çıkar. Artık geri dönülmez bu yolculukla prens, sarayda en kötü kabusundan kaçacak, kendiyle yüzleşecek ve kaderini değiştirmek için yol arayacaktır.
PoP-WW‘nun grafiklerini ilk gördüğünüzde hayal kırıklığını uğramanız olası. Çünkü Sand of Times’da kullanılan grafik motoru yerine farklı bir grafik motoru kullanılmış. Özellikle oyunun ilk görüntüleri rahatsız edici durumda. Yine de oynadıkça ve diğer bölümleri gördükçe zamanla alışıyorsunuz. Grafiklerin eskisinden farklı olması kötü olması anlamına gelmiyor. Eskisi gibi yumuşak ve parlak grafikler yerini biraz daha hızlı ve ayrıntılı görüntülere bırakmış. Galiba dövüş sistemindeki köklü değişiklikler oyun grafiklerini değiştirme zorunluluğuna itmiş. Hatta yeni grafik sistemi oyundaki oynanabilirliği de biraz iyileştirmiş. Mesela eskiden duvardan zıplamak ya da kalabalık düşman kitlesinin içinde hareket ederken daha ağır, yavaş ve zor hareket edebiliyorken şimdi daha kolaylaşmış. Mekanlar ve dış mimari çizimlere ise diyecek yok. Her biri ustalıkla tasarlanmış ve çizilmiş mimari şaheserler gibi. Oyunun senaryosu gereği mekanların iki farklı şekilde çizildiğini düşünürseniz daha da hayran kalıyorsunuz. Yani oyunda hemen hemen her mekanın bir eski ve yıkılmış hali, bir de yeni hali, ayrı ayrı betimlenmiş. Karakter çizimleri, animasyonları da sorunsuz ve çeşitlilik gösteriyor. Fakat bazen ara demolarda yapılan yakın çekim görüntülerinde mimik ve yüz hareketlerini görebilmenize rağmen bazı bozukluklar dikkat çekiyor. Oyunun ışık, sis, buğulanma ve gölge gibi efektleri de fena değil. Tüm grafik detaylarını açtığınızda tam bir görsel şova şahit oluyorsunuz. Bir de, daha önce hiçbir oyunda rastlamadığım, ışığa yaklaştıkça büyüyen ayrıntılı bir gölge sistemi mevcut ki, bazen olmadık yerlerde kendi gölgenizi bir şey zannedip tüylerinizi ürpertebiliyor.
Standart ses efektlerinin yanı sıra bazı aksiyon anlarında duyduğumuz metal tarzı tek tip bir müzik mevcut oyunda. Ses efektleri yerinde ve doyurucu; fakat müzik için aynı şey söylenemez, insan farklı müzikler de duymak istiyor. Dövüşler sırasında prens ve rakiplerinin karşılıklı sözlü sataşmaları da, sade kılıç sesleri arasına renk katıyor. Seslerdeki tek kusur ara demolardaki konuşmaların bazen görüntülerle uyuşmazlık göstermesi. Bir de zamanı yavaşlatma, geriye alma gibi şeyleri yaptığınızda, o anda duyduğunuz seslerin birden değişmesi harika yapılmış.
PoP-WW’de öncesine nazaran yönlendirme problemleri biraz daha iyileştirilmiş. Standart üçüncü şahıs gözüyle prensi yönlendiriyoruz. Çevreye genel bakış ve kendi gözümüzle bakış gibi seçenekler de mevcut; fakat kendi gözümüzle bakmak için olduğunuz yerde durmanız gerekiyor. Bölümlerde ilerledikçe gideceğimiz yeri göstermek amacıyla sabitleşen kamera açısı bazen yönlendirme problemlerine neden olmakta. Bir de prensi yönlendirmede kamera açısının baz alınması, başlarda biraz şaşkınlık yaşamanıza neden oluyor; ancak zamanla alışıyorsunuz. Zaten bol atlamalı zıplamalı, hareketli bir oyun olduğu için prensin akrobatik hareketlerine de bir süre sonra alışmanız ve yapacağınız hareketleri daha seri bir şekilde yapmanız son derece doğal. Prensin çevre ile olan hareketleri de düzeltilmiş. Artık duvarlarda daha rahat sekebiliyor, zıplama ve tırmanma gibi hareketleri daha rahat yapabiliyorsunuz.
“Warrior Within” adının konmasındaki en büyük etken, oyuna eklenmiş olan serbest dövüş sistemi olmuş. Ana silahımız dışında, bulduğumuz ikinci bir silahı da kullanabiliyoruz. Her iki silahı kullanmak için de ayrı tuşları kullanıyoruz. Fakat ister tek, ister çift silah kullanın, farklı tuş kombinasyonlarını kullanarak birbirinden ilginç, etkili ve akrobatik saldırılar yapabiliyoruz. Düşmanları yok etmek için çevreyi daha etkili olarak kullanabiliyoruz. Müthiş anlarda kamera açısı ve ağır çekim gibi kendiliğinden giren ve oyunun verdiği atmosfere renk katan efektlere, tam anlamıyla bir görsellik katılmış. Kısacası dövüş sistemi sayesinde oyun içerisindeki düşmanları yok etmek bir sıkıntı yerine bir zevk haline gelmiş.
Pek çok oyunda senaryo ve mekanlar tek bir düz çizgi halindedir. Yani bir geçtiğiniz yerden bir daha geçmezsiniz. Aynı hikayeyi bir daha yaşamazsınız. Yoksa çabuk sıkılmanız olasıdır. Fakat PoP-WW’da iki şey de oyuncuyu sıkmadan başarılı bir şekilde kullanılmış. Aynı yerlerden geçip, aynı şeyleri yaşayabiliyorsunuz. Fakat, ne senaryoda bir kopukluk oluyor, ne de geçtiğiniz yerlerde yolunuzu şaşırıyorsunuz. Bunu mekanların zekice tasarlanmasıyla başarmışlar. Örneğin bir odada üç farklı giriş ve bir çıkış var. Odaya ilk geldiğinizde diğer girişleri görüp acaba nasıl ulaşabilirim diye düşünüyorsunuz. Farklı zamanlarda farklı girişleri kullanıp tek çıkışla odadan çıkıyorsunuz. Ancak, hikaye dışında oda girişleri arasında dolaşmanız mümkün değil.
Prince of Persia - Warrior Within, serbest dövüş sistemiyle, yeni ve ilginç hikayesiyle, karakter ve gizemleriyle, çevre tasarımlarıyla, görsel şovlarıyla, oynadıkça farklı şeyler bulduğunuz geniş yelpazede düşününce sizi uzun bir süre oyalayabilecek bir oyun. Birkaç sorunu olsa da, bu sorunların bastıracak kadar ayrıntı dolu ve etkileyici. İster daha önce “Sand of Times”ı oynamış olun, ister olmayın, aldığınıza ve oynadığınıza pişman olmayacaksınız.
Sistem gereksinimleri:
İşlemci:1 Ghz Pentium III
İşletim Sistemi:Windows 98SE/2000/XP
32 MB 3D Ekran Kartı (NVIDIA GeForce 3+ /ATI Radeon 7500+ /Intel 915G+ )
1.5 Gb Boş Disk Alanı
full indir: http://bc.vc/ndVV1r
Oyun bilgileri; Ubisoft, bir zamanlar deli gibi oynadığımız, arkadaşlarımıza anlata anlata bitiremediğimiz “Prince of Persia”nın yayın haklarını satın alarak, hayranlarına en büyük iyiliği yapmıştı. Zira, “Sand of Times”da yakaladığı başarıyı sürdürmek ve prens hayranlarının coşkusunu körüklemek en doğal hakkıydı. Efsane ölmedi, şekil değiştirdi dercesine, prens yeniden karşımıza çıkıyor. Bu defa genç karakterinden sıyrılmış; artık daha olgun, daha güçlü ve daha acımasız.
Yeni oyunumuz “Prince of Persia - Warrior Within” (PoP-WW), “Prince of Persia - Sand of Times”da anlatılan hikayenin bittiği yerden başlıyor. Eğer ilk oyunu oynamamış olsanız bile kaybınız pek de büyük değil. Sand of Times‘da prens, kötü bir büyücünün oyununa alet olup, Hint prensinin bulduğu dev bir kum saatini açarak etrafa kötü ruhların yayılmasına sebep olmuştu. Uzun uğraşlardan sonra tekrar kum saatini kullanarak zamanı olayların en başına geri almış ve büyücüyü öldürerek işleri yoluna koymuştu. Ancak, hiç de öyle olmamıştır. Çünkü kum saati bir kez açılmıştır; durdurulması mümkün değildir. Ve onu açan ölecektir. Aradan yıllar geçer ve prens savaş konusunda oldukça tecrübe kazanır; ancak kabuslarında sürekli bir şeyden kaçmakta ve korkuyu içinde hissetmektedir. Prens olanları öğrenmek için yaşlı bir büyücüye danışır. Büyücü, Hint Prensinin yaptırdığı ve kum saatinin saklandığı dev sarayı, zamanda geriye gitmeyi sağlayan zaman tünellerini, kabuslarında kaçtığı şeyin Dahaka adında durdurulamaz bir zaman bekçisi olduğunu anlatır. Oraya giden orduların geri dönmediğini ve prensin de öleceğini söyler. Büyücü gelecekle ilgili birkaç ipucu daha verdikten sonra, bu yolculuğun sonunun asla iyi bitmeyeceğini ve hiç kimsenin kendi kaderini değiştiremeyeceğini anlatır. Prens ise burada ölümü beklemektense gemiye atlayıp, kumun ve kötülüğün doğduğu yere doğru yolculuğa çıkar. Artık geri dönülmez bu yolculukla prens, sarayda en kötü kabusundan kaçacak, kendiyle yüzleşecek ve kaderini değiştirmek için yol arayacaktır.
PoP-WW‘nun grafiklerini ilk gördüğünüzde hayal kırıklığını uğramanız olası. Çünkü Sand of Times’da kullanılan grafik motoru yerine farklı bir grafik motoru kullanılmış. Özellikle oyunun ilk görüntüleri rahatsız edici durumda. Yine de oynadıkça ve diğer bölümleri gördükçe zamanla alışıyorsunuz. Grafiklerin eskisinden farklı olması kötü olması anlamına gelmiyor. Eskisi gibi yumuşak ve parlak grafikler yerini biraz daha hızlı ve ayrıntılı görüntülere bırakmış. Galiba dövüş sistemindeki köklü değişiklikler oyun grafiklerini değiştirme zorunluluğuna itmiş. Hatta yeni grafik sistemi oyundaki oynanabilirliği de biraz iyileştirmiş. Mesela eskiden duvardan zıplamak ya da kalabalık düşman kitlesinin içinde hareket ederken daha ağır, yavaş ve zor hareket edebiliyorken şimdi daha kolaylaşmış. Mekanlar ve dış mimari çizimlere ise diyecek yok. Her biri ustalıkla tasarlanmış ve çizilmiş mimari şaheserler gibi. Oyunun senaryosu gereği mekanların iki farklı şekilde çizildiğini düşünürseniz daha da hayran kalıyorsunuz. Yani oyunda hemen hemen her mekanın bir eski ve yıkılmış hali, bir de yeni hali, ayrı ayrı betimlenmiş. Karakter çizimleri, animasyonları da sorunsuz ve çeşitlilik gösteriyor. Fakat bazen ara demolarda yapılan yakın çekim görüntülerinde mimik ve yüz hareketlerini görebilmenize rağmen bazı bozukluklar dikkat çekiyor. Oyunun ışık, sis, buğulanma ve gölge gibi efektleri de fena değil. Tüm grafik detaylarını açtığınızda tam bir görsel şova şahit oluyorsunuz. Bir de, daha önce hiçbir oyunda rastlamadığım, ışığa yaklaştıkça büyüyen ayrıntılı bir gölge sistemi mevcut ki, bazen olmadık yerlerde kendi gölgenizi bir şey zannedip tüylerinizi ürpertebiliyor.
Standart ses efektlerinin yanı sıra bazı aksiyon anlarında duyduğumuz metal tarzı tek tip bir müzik mevcut oyunda. Ses efektleri yerinde ve doyurucu; fakat müzik için aynı şey söylenemez, insan farklı müzikler de duymak istiyor. Dövüşler sırasında prens ve rakiplerinin karşılıklı sözlü sataşmaları da, sade kılıç sesleri arasına renk katıyor. Seslerdeki tek kusur ara demolardaki konuşmaların bazen görüntülerle uyuşmazlık göstermesi. Bir de zamanı yavaşlatma, geriye alma gibi şeyleri yaptığınızda, o anda duyduğunuz seslerin birden değişmesi harika yapılmış.
PoP-WW’de öncesine nazaran yönlendirme problemleri biraz daha iyileştirilmiş. Standart üçüncü şahıs gözüyle prensi yönlendiriyoruz. Çevreye genel bakış ve kendi gözümüzle bakış gibi seçenekler de mevcut; fakat kendi gözümüzle bakmak için olduğunuz yerde durmanız gerekiyor. Bölümlerde ilerledikçe gideceğimiz yeri göstermek amacıyla sabitleşen kamera açısı bazen yönlendirme problemlerine neden olmakta. Bir de prensi yönlendirmede kamera açısının baz alınması, başlarda biraz şaşkınlık yaşamanıza neden oluyor; ancak zamanla alışıyorsunuz. Zaten bol atlamalı zıplamalı, hareketli bir oyun olduğu için prensin akrobatik hareketlerine de bir süre sonra alışmanız ve yapacağınız hareketleri daha seri bir şekilde yapmanız son derece doğal. Prensin çevre ile olan hareketleri de düzeltilmiş. Artık duvarlarda daha rahat sekebiliyor, zıplama ve tırmanma gibi hareketleri daha rahat yapabiliyorsunuz.
“Warrior Within” adının konmasındaki en büyük etken, oyuna eklenmiş olan serbest dövüş sistemi olmuş. Ana silahımız dışında, bulduğumuz ikinci bir silahı da kullanabiliyoruz. Her iki silahı kullanmak için de ayrı tuşları kullanıyoruz. Fakat ister tek, ister çift silah kullanın, farklı tuş kombinasyonlarını kullanarak birbirinden ilginç, etkili ve akrobatik saldırılar yapabiliyoruz. Düşmanları yok etmek için çevreyi daha etkili olarak kullanabiliyoruz. Müthiş anlarda kamera açısı ve ağır çekim gibi kendiliğinden giren ve oyunun verdiği atmosfere renk katan efektlere, tam anlamıyla bir görsellik katılmış. Kısacası dövüş sistemi sayesinde oyun içerisindeki düşmanları yok etmek bir sıkıntı yerine bir zevk haline gelmiş.
Pek çok oyunda senaryo ve mekanlar tek bir düz çizgi halindedir. Yani bir geçtiğiniz yerden bir daha geçmezsiniz. Aynı hikayeyi bir daha yaşamazsınız. Yoksa çabuk sıkılmanız olasıdır. Fakat PoP-WW’da iki şey de oyuncuyu sıkmadan başarılı bir şekilde kullanılmış. Aynı yerlerden geçip, aynı şeyleri yaşayabiliyorsunuz. Fakat, ne senaryoda bir kopukluk oluyor, ne de geçtiğiniz yerlerde yolunuzu şaşırıyorsunuz. Bunu mekanların zekice tasarlanmasıyla başarmışlar. Örneğin bir odada üç farklı giriş ve bir çıkış var. Odaya ilk geldiğinizde diğer girişleri görüp acaba nasıl ulaşabilirim diye düşünüyorsunuz. Farklı zamanlarda farklı girişleri kullanıp tek çıkışla odadan çıkıyorsunuz. Ancak, hikaye dışında oda girişleri arasında dolaşmanız mümkün değil.
Prince of Persia - Warrior Within, serbest dövüş sistemiyle, yeni ve ilginç hikayesiyle, karakter ve gizemleriyle, çevre tasarımlarıyla, görsel şovlarıyla, oynadıkça farklı şeyler bulduğunuz geniş yelpazede düşününce sizi uzun bir süre oyalayabilecek bir oyun. Birkaç sorunu olsa da, bu sorunların bastıracak kadar ayrıntı dolu ve etkileyici. İster daha önce “Sand of Times”ı oynamış olun, ister olmayın, aldığınıza ve oynadığınıza pişman olmayacaksınız.
Sistem gereksinimleri:
İşlemci:1 Ghz Pentium III
İşletim Sistemi:Windows 98SE/2000/XP
32 MB 3D Ekran Kartı (NVIDIA GeForce 3+ /ATI Radeon 7500+ /Intel 915G+ )
1.5 Gb Boş Disk Alanı
full indir: http://bc.vc/ndVV1r
Hiç yorum yok :